Farkına varmadığının farkında mısın?

Farkındalık nasıl bir durumdur, hiç düşündünüz mü? Farkında olmak… Nerede olduğunun, nerede oturduğunun, ne yaptığının, ne yediğinin, ne düşündüğünün, ne hissettiğinin farkına varmak… Ne çok yemeği kaçırırız “atıştırmak” adına… Farkına varmadan ne çok şarkı işitir kulaklarımızda duymaz hiçbirini… Ne çok güzellik görür gözlerimiz de, işlemez beynimiz… Ne çok kez “of” çekeriz hiç farkında olmadan…

Peki, nedir farkındalık? Nasıl farkına varır insan hayatın, duygusunun, durumunun, soğuğun, lazanyanın, tebessümün?

Şu an önümde kahvem, ağzımda kahve tadı, küllükte tüten sigaram, kucağımda bilgisayarım, aklımda yazacaklarım, parmaklarımın ucunda tuşlar, karşımda ekran ve anlamını ancak farkına varmak istediğimde çıkarabileceğim kelime dizileri var… Ve ben bunların tadına varabilmek adına tüm duyularımı açmış, hepsine aynı anda odaklanma çabasındayım.

Çünkü farkına vardım ki hayatta ki kötülüklerden ve acılardan kaçmak için ardına sığındığımız hızlı olma, alelacele birşeyleri halletme, hemen girip çıkma durumları, aslında hayatımızdaki olumlu şeyleride fark etmeden kaçırmamıza neden oluyor.

Yani insan kapılarını olumsuzluklara kapattığında, mutluluklar, coşkular, sevinçler, sevgi, aşk, ihtiras, hoşa giden ne varsa, olumsuzların yanında, kapının dışında kalıyor…

Öyleyse duyularıma küsmemeliyim. Bana getirdikleri acıları, sıkıntıları, bıkkınlıkları, mutluluk için çekmeyi, hissetmeyi, yaşamayı göze almalıyım.

Ama ne kadarına dayanabilirim? Ne kadar yalnız hissetmeliyim ki sonunda engin bir mutluluğa kavuşayım? Karşı pencerede sigarasını içen yaşlı kadın, oğlunun intiharını ne kadar derinden hissetmeli ki, anlık yaşayacağı sevinçleri elinin tersiyle itmediğinden emin olsun? Kısacası, sınırları nasıl çizeceğiz?

Sanırım herşeyi bir dengeye oturtmaya geliyor yine iş… Dengeli sev, dengeli acı, dengeli beslen, dengeli yürü… Hayatı dengede yaşa…

Ve dengen şaştığında yardım istemeye çekinme! Bir dost omzu, bir anne eli, bi eş aklı, bir terapist serinkanlılığı, bir yabancının gülümsemesi… Her ne ise ihtiyacın olan ve kendine sağlamakta zorlandığın, çekinmeden iste… İsteyenin bir yüzü,vermeyenin iki yüzü kara misali… Güçlü olmak, hiç kimseden hiçbirşey istememek değildir…

 Ve karma senin aldığını, bir gün başkasına vermeni sağlar elbet…

Yazar: Şeyma Çavuşoğlu

Şeyma, Notre Dame de Sion Lisesi’ni bitirdikten sonra, Koç Üniversitesi’nde psikoloji okudu. Ardından La Salle Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansını (M.A.) ve Lesley Üniversitesi'nde Yaratıcı Sanat Terapileri alanında doktora derecesini tamamladı. Detaylı bilgi için: www.seymacavusoglu.com

“Farkına varmadığının farkında mısın?” için 2 yorum

  1. Farkında olmak,farkına vararak yaşamak kısacası farkındalık benim de ilgimi çeken bir konu oldu her zaman.Yazını beğendim,eline,zihnine sağlık…. 🙂

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: