Kod adı “o”

Hep ne istediğimi bilmek isterdim. Başkaları benim adıma o kadar çok şekillendirdi ki gerçeklerimi, zamanla kurduğum hayalleri unutur oldum. Seçerken başkalarına sormaya alıştım, karar almayı unuttum, zevklerime ve kendime özgü tatlarıma yabancılaştım.

Sonra, uzaklara gittim. Orada kendime bir hayat kurmaya çabaladıkça, gördüm ki, içimde hiç tanımadığım, sesini bile ilk kez duymaya başladığım biri var. Hemen çıksın, konuşsun, coşsun, yaşamaya başlasın istedim. O kadar kolay olmadı. Öyle kırılgan, öyle tedirgindi ki… Zaman aldı açılması… Zaman aldı kendimle tanışmam. 

Şimdi, kendini bulmaya biraz daha yaklaşmış, hayatla samimiyetini arttırmış, güzelliklerden de çirkinliklerden de payına düşeni almış, sarsıldıkça köklerine daha bir tutunmuş biri duruyor karşınızda. Ama hep dedikleri gibi, bu bitmeyen bir yolculuk. Ve ben, yolculuğumun bu evresinde, uzun bir zamandır, neye kavuşmayı en çok dilediğimi düşünüyordum. Buldum… Ama o’nun, benim için, ne derece ulaşılabilir olduğunu kestiremiyorum.

Merak ediyorum… Acaba, o’nu kalbimin en ortasına yerleştirsem, tüm içtenliğimle o’nu dilesem, ne gerekiyorsa, elimden gelen ne varsa yapsam… Mümkün mü o’na kavuşmam? Yani matematiği nedir bu işin? Birşeyi çok istemenin ve çok çabalamanın, insanı o şeye ulaştırma olasılığı nedir?

Bu sorunun cevabını bilmiyorum… Ama bildiğim bir şey, o’nu, bu belirsizliğin beni yıldırmasına izin vermeyecek kadar çok istediğim… Ve bildiğim diğer bir şey, isteğimin kuvvetinin herşeyden daha önemli olduğu. O’nu yeterince istersem… Kim bilir?..

Yazar: Şeyma Çavuşoğlu

Şeyma, Notre Dame de Sion Lisesi’ni bitirdikten sonra, Koç Üniversitesi’nde psikoloji okudu. Ardından La Salle Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansını (M.A.) ve Lesley Üniversitesi'nde Yaratıcı Sanat Terapileri alanında doktora derecesini tamamladı. Detaylı bilgi için: www.seymacavusoglu.com

“Kod adı “o”” için 3 yorum

  1. “Acaba, o’nu kalbimin en ortasına yerleştirsem, tüm içtenliğimle o’nu dilesem, ne gerekiyorsa, elimden gelen ne varsa yapsam… Mümkün mü o’na kavuşmam? Yani matematiği nedir bu işin? Birşeyi çok istemenin ve çok çabalamanın, insanı o şeye ulaştırma olasılığı nedir?”

    Şeyma Hanım,

    Bu soruyu soruyor olmak bile tüm içtenliğinizle istemediğinizin, “bu belirsizliğin sizi yıldırmasına” izin verdiğinizin, “isteğinizin kuvvetinin herşeyden çok daha önemli” olmadığının göstergesi değil midir?

    “O” şey, sizin için ne kadar ulaşılmaz olursa olsun, sizin için bu kadar önemli olan şeyin arkasından gözü kapalı olarak atlamaya değmez mi? En azından arkasından gözü kapalı atlanacak birşeyimiz varsa hayatta, bu şey kalbimizin içinden en çok gelen şey olsa olmaz mı?

    Bence matematiği yok bu işin, bu kadar istediğiniz birşeye ulaşamayacağınızı bilseniz bile; peşinden koşmak, çabalamak cesaret gerektirir.

    Sizi eleştirmek için yazmadım bunları, sadece genel olarak etrafımdaki insanlarda yaptığım bir gözlemi paylaşmak istedim. Yoksa bende de yok o cesaret…

  2. Ben de bitiş sorusunu çok beğendim. kim bilir?

    hayatta istemek önemli, istemek kadar istediğimizin arkasından koşturabilmek de önemli. ama matematiği yok ya bu işin, sonuç her birimiz için farklı olabiliyor. yani kim bilir zaman ne gösterir, hayat önümüze ne atar, biz atılanları ne derece yakalarız ya da yakaladıklarımız bizimle ne derece uyuşur.

    yapabildiğimizin en iyisini yapmak, o’nu denemek ve gözlemlemek, gerekiyorsa yeniden denemek…

    Ben bu blogdaki makalelerin kaleme alınış biçimine hayran oldum. tek kelimeyle muhteşem.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: