İnsan Olmak

Söz sana zalim kader, insanlığımı insanca yaşayacağım!

İnatçı biri değildim eskiden. Yaş aldıkça inat kasım gelişti. Eskiden çabuk pes ederdim. ‘‘Hayat zor’’ der kabuğumdaki ıssız yaşamıma devam ederdim. Zaman bana pek çok fırsat tanıdı. Hepsini üşenmeden elimin tersiyle ittim. Çok mecbur kaldıklarıma gönülsüzce ama bunu kimseye belli etmediğimi zannederek elimin ucuyla girdim. Sonuçlar bazen şaşırttı beni. Tahminlerimin ötesine taşındım. Ama hiçbir zaman tam anlamıyla olduğumu olamadım. Yani potansiyelimi dolu dolu yaşayamadım.

Sonra deli dolu, keyif yüklü ve hakiki bir grup insan çıktı karşıma. Baktım onlar kendileri oluyorlar, daha da ötesi beni de kendim gibi olmaya çağırıyorlar. Direndim. Uzunca bir süre maskemi inceltsem de elimden bırakmadım. Ama öyle bir nokta geldi ki, maskem kendiliğinden düşüverdi. Hıçkırıklar eşlik etti doğumuma. Ağladım. Çok gözyaşı döktüm. Tuhaf hissettim. Yalnız sandım kendimi.

Katılmam bittiğinde gözlerimi araladım. Bir baktım hepsi bana bakıyor. Sessizleştim. Dediler ki ‘‘Seni gördüm ve seni olduğun gibi, olmakta direttiğin halinden bile çok sevdim’’. Kulaklarım yanlış duyuyor sandım. Bunca yıl köşe bucak kaçırdığım, saklamaktan yorulduğum defolu benliğim gün ışığına çıktığında ne de çok sevildi ve sevilmese de kabul gördü. Bir an o kadar gerçek hissettim ki kendimi. Geçmişi bile takmaz, gelecekten korkmaz oldum. Ben, ben olduğumda olanı da olduğu gibi kabul etmek çok daha kolay geldi.

Şimdilerde an’da olmaya taktım. Bakalım bu serüven beni nerelere taşıyacak?

Bavullar ve foto makine