Sana Bir Mektubum Var

Gel hayatı konuşalım dostum. Mesela dün biri ben istemeden bir iyilik yaptı bana. Gel, bunu irdeleyelim. O kadar seyrekleşti ki yardımlaşma, verici olma; ve o kadar tavan yaptı ki bencillik, benmerkezcilik… Gel, seninle bu gece birbirimizi dinleyelim ve en samimi niyetlerimizle birbirimizi anlamayı deneyelim.

Bir çift göz ve bir yüreğin içimi ferahlatmaya yetebileceğini neden söylemedin daha önce? Ben onca debelenirken kendi ayaklarımın üzerinde durmak çatısı altında, gelip bir yudum tattırmadın sevilmenin huzurundan?

Bazı gözler var, içinde anlam yüklü. Onlara baktıkça bu denli kötüye gittiğini ve tehlikeleri barındırdığını düşündüğüm dünyanın aslında ikiyüzlü olduğuna inanmaktayım. Bir düzen var devam etmesi istenilen ve aksın diye uğraşılan yapay bir dere var. İçine katılan onlarca insan da uyum sağlamak için bırakmışlar içlerinden geleni yaşamayı. Anlıyorsun değil mi dostum? Aslında yalnız olmak zorunda değiliz hayatta.

İnsanlara kendilerine de değer verebileceklerini hatırlattığında “bencil olmak istemiyorum” derler. Oysa kendini sevmeyen, katıksız ve yontulmamış sevgiyi nasıl anlar ki?

Zaman zaman kendimle çeliştiğimin farkındayım. Ama zaten insan doğam çelişkilerden ibaret değil mi? Gel, çözelim seninle bu karmaşayı bu gece. Anlat bana aklından geçenleri, içinden gelenleri ve duyulsun kalbinin sesi belki de uzun zamandır ilk defa.

Unuttuk değil mi mektup yazmayı kısa tweetlerin dünyasında? Gel, sen de bir kalemi ve kağıdı al eline ve yaz bana. Neyse “söylemesem daha iyi olur” dediğin, akıt kelimelerine. Söyleme, ama yaz. Yazmak daha sihirli değil mi? İçine attıkça sen başkalaşıyorsun ve ben seni tanıyamaz oluyorum. Gerçek sana dokunamadıkça, nasıl anlarım ne hissettiğini?

O kadar bekledim ki seni. Duymak istedim hep ne yaşadığını ve şahit olmak istedim yürüdüğün yollara. İnanmadın belki birinin seni beklediğine ve bu denli saf bir kadının ortalarda dolandığına. Hayat beklenmedik anlarda fısıldıyor altta kalan gerçeklerini. Yalanlar örtüyor çoğunlukla susturulan sesleri. Ben bu gece niyet ettim seni kabuğundan çıkarmaya ve sana inanmaya. Sen dersen ki “gerçek bu”, söz inanacağım duygularına.

Belki de söze bile gerek kalmayacak. Sadece bir tebessümünden bileceğim hem kendin hem de benim için gerçeği söylemeye geldiğine.

Biliyor musun oyunlar oynuyoruz kimi zaman. En yakınlarımız bile bilmiyor arka planda kalan tutkularımızı, kıskançlıklarımızı ve somutlaştırmadığımız hayallerimizi. Sonra gelip “hayalcilik aldatmacadır” diyorlar. Ben böyle düşünmüyorum dostum ve hayallerimden vazgeçmeyi hiç düşünmüyorum.

Senin için de dileğim bundan cesaret alman ve geceleri yastığa bir santimetre kala, kimse yokken yargılayacak seni, içinden fışkıran hayallerini gün ışığında, cesurca dökmen ortalık yere. Söz, toplamana yardım edeceğim parçaları. Puzzle sandıklarının aslında mutsuzca sorduğun “mutluluk var mı” sorunun cevabı olduğunu görmene yardım edeceğim. Ben ne öğrendiysem şu son yıllarda içinden geçtiğim öz yolculuklarımda, aktıkça dışarı seninle paylaşacağım.

“Çözümü yok” diyeceksin belki bu tezatların. “Onlarla yaşamak” diyeceğim çaresi. “Onların da sana ait olduklarını anlamak ve kabullenmek” diyeceğim belki de. Bir günün bir diğerine benzememeye başlayacak o noktadan sonra; çünkü sen genel-geçerleden uzaklaşarak kendi diline kavuşmuş olacaksın.

Herkes kabullenmeyecek bu halini. Karşı çıkanlar da olacak, yargılamaya kalkanlar da. İşte özgüven o zaman imdadına koşacak, sarıp sarmalayacak seni. Sen “ben de kalmadı ondan” demeden önce ben sana kendi hikayemi anlatmaya başlayacağım. Bir çocuğun, dolup taşan bir evdeki yapayalnız geceleriyle başlayıp titreyen bir genç kızın bunu nasıl mesafesiyle sakladığını anlatacağım. Belki inanamayacaksın içtenliğime ama dinleyeceksin bu genç kızın nasıl kendi yolunu azimle arşınlayan genç bir kadına dönüştüğünü.

Gel dostum, seninle hayatdaş olalım.

Yazar: Şeyma Çavuşoğlu

Şeyma, Notre Dame de Sion Lisesi’ni bitirdikten sonra, Koç Üniversitesi’nde psikoloji okudu. Ardından La Salle Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansını (M.A.) ve Lesley Üniversitesi'nde Yaratıcı Sanat Terapileri alanında doktora derecesini tamamladı. Detaylı bilgi için: www.seymacavusoglu.com

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: