Yeni Bir Kavramla Tanışmaya Ne Dersiniz? ~ Eşgörü (Equanimity)

Eşgörü nedir? görmek mümkün mü?

Bilinçli farkındalık ya da fark’andalık olarak Türkçeleştirdiğimiz mindfulness kavramı ve uygulamaları günümüzde oldukça yaygınlaştı. Çeşitli alanlardaki araştırmalar, mindfulness’ın, hem bir oluş hali, hem de günlük yaşamı etkileyen bir beceri olarak, insanların iyiliğine ve refahına katkı sağladığını gösteriyor. Mindfulness pratiği içeriğinde bilinçli olarak anda olanı gözlemlemeyi ve an içerisinde var olan her şeye açık, ılımlı ve nazik bir tutumla yaklaşmayı kapsar. Aslında, mindfulness ile çok yakın ilişkide olan, hem onu besleyen hem de ondan beslenen bir hal daha var: Eşgörü (equanimity).

Bazı kaynaklar eşgörüyü, sükunet veya dinginlik olarak Türkçe’ye çevirir. Ancak equanimity kelimesinin Sanskrit dilindeki karşılığı olan upeksha ve Pali dilindeki karşılığı olan upekkha kelimelerini eklerine ayırdığımızda, göz ve görmek anlamına gelen heceleri barındırdıklarını görürüz (Boccio, 2018; Cheng & Tse, 2014; Desbordes et al., 2015; Hadash, Segev, Tanay, Goldstein & Bernstein, 2016). Bu bağlamda düşünüldüğünde, Türkçeleştirirken görme halini içeren eşgörü kelimesi belki de sükunet ve dinginlik kelimelerinin anlamlarını da kapsayan daha geniş bir hali anlatmaya yarar.

Nedir eşgörü (equanimity) ve neden mindfulness konuşurken bahsi geçer?

Eşgörü dendiğinde daha çok Budist Psikoloji literatürü akla gelir. Budist yaklaşım, eşgörüyü her türlü deneyimde korunan önyargısız duruş olarak tanımlar ve her hali – yaşanan, hissedilen, gözlemlenen, şahit olunan, karşılaşılan, öğrenilen, duyulan – kabul edebilmeyi getirdiğini anlatır (Cheng, 2015; Desbordes et al., 2015; Maher & Cordova, 2019). Bu durağan bir kabul ediş değildir. Eylemden bağımsız, olanı olduğu haliyle görebilme durumunu anlatır. Eyleme geçmek ya da geçmemek o an sizin vereceğiniz bir karardır. Eğer eşgörü ile yaklaşıyorsanız, attığınız adımı da kabul edersiniz. Bir başka deyişle, odak sonuçtan ziyade süreçtedir. Daha da önemlisi, süreci nasıl deneyimlediğimizdedir. Hani Budizm’de denir ya, eğer önünde yürümen gereken bir beş kilometre varsa, o mesafeyi yürüyeceksin. Ama seni sen yapan o yolu nasıl yürüdüğündür. Eğer eşgörü ile yürüyebilirse insan, o zaman yol, olabilen en rahat şekilde geçer; çünkü yolda yaşanan zorlayıcı duygu ve deneyimler oldukları gibi görülebilir ve onlarla eş zamanlı olarak iç dengenin varlığı da içeride hissedilebilir.

İçinden geçtiğimiz günler ne çok bilinmezlik ve öngörülemezlik barındırıyorlar. Ama bu da bir yol. İçinden geçmekte olduğumuz, geçeceğimiz bir yol. Peki biz bu yoldan nasıl geçiyoruz?

Mindfulness pratiğine aşina olanlarınız, eşgörü halinin mindfulness ile ne kadar iç içe geçmiş olduğunu fark edecektir. Aslında alanda yapılan araştırmalar da mindfulness ve eşgörüyü birlikte değerlendirmeye başladılar. Mindfulness, Doğu felsefelerindeki meditasyon, yani önyargısız, bilinçli bir biçimde gözlem yapma halinin Batı dünyasındaki ismi (Kabat-Zinn, 1994). Eberth, Sedlmeier ve Schafer (2019) tarafından geliştirilen PROMISE Modeli’ne göre de içgörü ve eşgörü, mindfulness pratiği ile gelişen iki edinim. Kişi, bilinçli bir farkındalıkla yaklaştıkça, daha derinden fark ediyor ve deneyimleri oldukları halleriyle görebilmeye başlıyor.

Bir başka ilginç araştırmaya göre ise eşgörü, güven duygusunu ve özşefkati besliyor. Araştırmacılar Maher ve Cordova (2019), romantik ilişki içinde olan 29 çiftle çalışmışlar. Araştırmaya kabul edilme şartlarından biri, çiftlerdeki partnerlerden en az birinin uzun süreli ve düzenli bir meditasyon pratiği olmasıymış. Çiftlere uygulanan mindfulness ölçeği (Five Facet Mindfulness Questionnaire) sonuçlarına göre meditasyon pratikleri onlarda farkındalıkla davranma halini ve içsel deneyime karşı yargısız, tepkisiz olabilmeyi geliştirmiş. Araştırmacılar, gelişen bu iki unsuru eşgörünün yapıtaşları olarak tanımlıyorlar. Araştırma sonuçlarında, eşgörü pratiği gelişmiş olan katılımcıların çift olarak ilişkide hissettikleri güven duygusunun daha yüksek olduğu ve özşefkat seviyelerinin de eş oranda geliştiği görülmüş. Bir başka deyişle, eşgörü hali güven ve şefkat duygularını destekliyor. İşte tam da bu sebepten, bugünlerde eşgörüyü konuşmanın belki de tam zamanı.

Eşgörüden bahsederken, bazen şu sorulur: Peki, eşgörü halini geliştirmek demek, örneğin günümüzde bizi derinden etkileyen pandemi sürecinde, korku, belirsizliğe karşı kaygı, sıkıntı yaşamamak mı demek? Bu sorunun zihinlerde oluşma ihtimaline karşı şu bilginin altını çizelim: Eşgörü, eylem, duygu ve düşüncelerimizden bağımsız bir hal. Aksiyonlarımız, yaşadıklarımızın bizde uyandırdığı duygular, kafamızın içinde dönen düşünceler elbette olacak. Sadece, tüm bunları yaşarken, düşünceleri kendi içlerinde sınıflandırmadığımız, duyguları yargılamadığımız, bazı hallerimizden dolayı kendimizi veya başkalarını yargılamadığımız bir içsel huzur ve denge hali bulabilir miyiz? Yani eşgörü çerçevesinden bakmayı deneyebilir miyiz?

Hayat, inandığımız ve bize doğru gelen değerler doğrultusunda yaşamaya gayret ettikçe anlamlanır (Hayes, 2016). Ancak, bu yaşam gayretinin içinde huzurlu ve dengede hissederek var olabilir miyiz? Belki düşünce veya duyguların peşinde sürüklenmeden, belki de sürüklendiğimizde bunu fark ederek, bilinçli bir farkındalık (fark’andalık) ile yeniden kendimizi ana, elimizde tek gerçekten olana davet ederek yaşananları görebilir miyiz?

Eğer McRae (2013) tarafından tanımlandığı gibi eşgörü (equanimity) sevgi temelli ilişkilerin merkezinde ise, ve Young’ın (1994) söylediği gibi eşgörü, sevgi duygusu ile çok yakın bir ilişki içinde ise, acaba eşgörüye alan açmak bugünlerde daha güvende ve şefkat dolu hissetmemize yardımcı olabilir mi?

Bir An

Kaynakça

Boccio, F. J. (2018). Calm within: Cultivating equanimity in the face of life’s ups and downs, and find deeper access to joy. Yoga Journal, 300, 25-28.

Cheng, F. K. (2015). A qualitative study of Buddhist altruistic behavior. Journal of Human Behavior in the Social Environment, 25, 204-213. doi: 10.1080/10911359.2014.966220

Cheng, F. K., & Tse, S. (2014). A bodhisattva-spirit-oriented counselling framework inspired by Vimalakirti wisdom. International Journal of Dharma Studies, 2(6), 1-52. doi: 10.1186/s40613-014-0006-9

Desbordes, G., Gard, T., Hoge, E. A., Holzel, B. K., Kerr, C., Lazar, S. W., . . . Vago, D. R. (2015). Moving beyond mindfulness: Defining equanimity as an outcome measure in meditation and contemplative research. Mindfulness, 6(2), 356-372. doi: 10.1007/s12671-013-0269-8

Eberth, J., Sedlmeier, P., & Schafer, T. (2019). PROMISE: A model of insight and equanimity as the key effects of mindfulness meditation. Frontiers in Psychology, 10, 1-16. doi: 10.3389/fpsyg.2019.02389

Hadash, Y., Segev, N., Tanay, G., Goldstein, P, & Bernstein, A. (2016). The decoupling model of equanimity: Theory, measurement, and test in a mindfulness intervention. Mindfulness, 7(5), 1214-1226. doi: 10.1007/s12671-016-0564-2

Hayes, S. C. (2016). Acceptance and commitment therapy, relational frame theory, and the third wave of behavioral and cognitive therapies. Behavior Therapy, 47, 869-885. http://dx.doi.org/10.1016/S0005-7894(04)80013-3

Kabat-Zinn, J. (1994). Wherever you go there you are: Mindfulness meditation in everyday life. New York, NY: Hachette.

Maher, E. L., & Cordova, J. V. (2019). Evaluating equanimity: Mindfulness, intimate safety, and relationship satisfaction among meditators. Couple and Family Psychology: Research and Practice, 8(2), 77-89. doi: 10.1037/cfp0000119

McRae, E. (2013). Equanimity and intimacy: A Buddhist-feminist approach to the elimination of bias. Sophia, 52, 447-462. doi: 10.1007/s11841-013-0376-y

Young, S. (1994). Purpose and method of Vipassana meditation. The Humanistic Psychology, 22, 53-61.