İçimden taşıyor kelimeler… Öyle dolmuşum ki hayatın boşluğunun içinde, dur durak bilmiyor parmaklarım. Hem düşünmek istiyorum birazdan yazacaklarım üzerine, hem de durma, kükre diyor kalbim. Hayat aşkı bildiğin aşklar gibi… Hayatsızlık, bildiğin aşk yarası… Kanıyor durmadan. Kim olduğuma, ne yöne doğru serpilip açılacağıma karar vermeden dinmeyecek sızısı.
Korkmuyor değilim elbet. İçim kıpır kıpır… Hem olumlu hem olumsuz binlerce tilki dolanıyor beynimde. Suyun yüzeyine çıkmak için çırpınıyorum derinlerinde hayatın. Sanki yaklaştım gibi… Tesadüf dediğimiz tanışmalar, karşılaşmalar, konuşmalar bir şekilde, bir şeyleri hareketlendiriyor içimde. Aklım yandaşım, ruhum sırdaşım, kalbim en kibar dostum. Tek uzlaşamadığım bedenim… Bir türlü ikna edemiyorum onu kalkıp yol almaya. İzini bıraktığı her yerde yılları geçsin istiyor. Korkuyor herhalde yeni yerlerden, yeni yüzlerden, yeni hareketlerden. Sınırları o kadar belli ki… Beni kısıtlıyor durmadan. Aşağı çekiyor öz güvenimi. Beynime, yapamazsın uğraşma deyip duruyor… Ruhumu kafese sokuyor, kalbimi bir et parçası olduğuna ikna etmeye çalışıyor.
Bugüne kadar hep soyutladım bedenimi. Hep ondan başka olduğuma, aslında onun benim bir parçam olmadığına ikna ettim kendimi. Yıllarım geçti böyle… Başardım da hedeflediklerimi. Ama artık yetmiyor bedensizlik. Azaltıyor beni o parçama sahip çıkamamak.
Çok uzun bir yolun, en başında, çoktan yorulmuş buluyorum kendimi. Daha karar bile alamamışken, pes etmeye yelteniyorum. Aslında hiç istemiyorum geleceğimden vazgeçmeyi. Büyük işler başarmak, hatırı sayılır adımlar atmak, yaptıklarımla örnek olmak, anlattığımda başkalarını etkileyecek deneyimler edinmek istiyorum.
Sonunda silinecek olsam da, bu yoldan vazgeçmek istemiyorum. Bu yaşama isteği olsa gerek… Hani şu kolay kolay bulunmayan, deştikçe silikleşen, üzerinde durmassan seni kaplama gücünü içinde barındıran enerji. Kana kana içmek istiyorum onu. Önce küçük bir yudum, sonra bir yudum daha, ve derken koca bir kepçe…
Doymadan, doyamadan, devamlı uçmak istiyorum!
Bir de ne yöne doğru kanat çırpacağımı bilsem…