İzin

Yeni bir sene geldi, değil mi? Geldi ve ilk dolunayını bile yaşattı… Gelenlerin yanında gidenler de oldu elbette. Her zamanki gibi, ve bir o kadar da her zamankinden farklı. Acının ve tatlının sadece damakta bir esinti olduğunu öğretir gibi. Dostun da, düşmanın da hayatındaki bir varlık olduğuna tanıklık eder gibi. Gitmeden, adım atmadan, o yörenin kokusu burnuna çalınmadan, tam olarak anlayamayacağını bilmek gibi. Anladığının bir de idrak süzgecinden geçmesinin zaman aldığını bilmek gibi. Beklemek gibi. Sakin, çoğunlukla sessiz, soruldukça yanıtlayan, bilmediğinin daha da ayrımında olan bir ses gibi. Ben gibi. Sen gibi. Acıların bizi yakın kıldığı ve bir oluşumuzu gün yüzüne çıkardığı gibi. Sevgili dostlar, hayaller ve gerçekler diye ayırmadan yaşanabilir mi hayat? Olan olduğunca hayırdır, kalp bunu bilir, peki zihin kalpten var olmamıza izin verir mi? Belki iznin zihinden gelmediğinin idrakidir sırrımız. O izin aslında benden, senden, bizden gelir. Ve kalp her zaman bilir. Yeter ki kalpte durabilelim…

d8b648b6-7dd8-4def-94e2-ff0e0b5f56b5

Yazar: Şeyma Çavuşoğlu

Şeyma, Notre Dame de Sion Lisesi’ni bitirdikten sonra, Koç Üniversitesi’nde psikoloji okudu. Ardından La Salle Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansını (M.A.) ve Lesley Üniversitesi'nde Yaratıcı Sanat Terapileri alanında doktora derecesini tamamladı. Detaylı bilgi için: www.seymacavusoglu.com

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: