Bir tutam susuzluk var boğazımda,
Yüzüme vuran uslu rüzgarın kadife ellerine teslim ediyorum kendimi…
Hafifçe kayıyor başım,
Ardından tüm bedenim hiç ses çıkarmadan, uçarcasına süzülüyor yere…
Düşmüşüm,
Fark etmiyorum.
Çünkü sen varsın yanımda…
Ruhun tutmuş ateşten ruhumu;
Avucunun içine yayılmışım,
Keyfekeder gülümsüyorum…
Rengin kan kırmızı senin,
Nara da çalıyor göz kapakların…
Uyurken izliyorum seni,
Başında dikilmekten çekinmeden süzüyorum her zerreni.
Hem ürküyorum sana çekilmekten,
Hem de yana yana dönesim geliyor ekseninde…
Göğüs kafesimin orta yerinde
Kıpırdanıyor karıncalar;
Belki de kelebeğe dönecek tırtıllar.
‘‘Sabır,’’ diyor derviş;
‘‘Sabır aralığı görmenin tek yolu…’’
Düzinelerce şiir döşesem çam kokan yollarına,
Varsam ersem göğün denize karıştığı ufka.
Sorsan bana;
‘‘Nedir bu aşkını besleyen?’’ diye…
Göndersem seni billur bir aynanın önüne,
‘‘Bak… Ama benim gözlerimden gör aydınlığını,’’ desem…
(Cem Adrian – ‘‘Sen Benim’’ eserine ithaf edilmiştir.)